Emel Başdoğan Röportajı— b-fit | Kadınların Spor ve Yaşam Merkezi

Emel Başdoğan Röportajı

 

- Türkiyede özellikle pastacılık konusunda birçok başarılı çalışmalara imza atmış birisiniz. Bize kısaca kendinizden baheder misiniz, bu alana nasıl girdiniz?

Bu alana 4 yaşında girdim. Okumaya başladığım ilk kitap "Beyin"in katlarıyla ilgiliydi. Ne yapayım evde onu buldum. Yıl 1964,  İş Bankası yayınlarından çıkmış bir kitaptı. Aynı zamanda da, o çok sevdiğim yiyecek pastanın neden bu kadar az çilekli, az fıstıklı olduğuna kafayı takmaya başladım, okudum ve yaptım. Buzdolabından çıkan yumurta ile yapılan kekin sert olduğunu daha ilkokulda iken okuyup öğrenmiştim.

- Türkiyedeki ilk yemek programı, ilk yemek dergisini, ilk pastacılık ansiklopedisi ve ilk sağlıklı beslenmenin önemine değinen TV programı gibi alanınızda birçok ilke imza atmış birisiniz. Sizi bu alanda çalışmalar yapmanıza teşvik eden neydi?

Yemek yemeği, pastayı seviyorum ve yediğim için sadece ve sadece mutlu olmak istiyorum. Yani " Tüh, hay Allah, yedim, ama şimdi şişmanlayacağım." kaygısını yaşamak istemiyorum. Tüm faaliyetlerim bu sorunun çaresini bulmak için içimden gelen dürtünün sonucudur.

- B-fit sağlıklı bir yaşam için günde 30 dakika sporu öneriyor. Spor sizin hayatınız da nerede yer alıyor?

Nihayet yıllardır söylediğim şeyin uygulanabildiği bir sistemin Türkiye de yaygınlaşmakta olduğu için çok mutluyum. Bu 30 dakikanın benim gibi çabuk sıkılan biri için 30'ar saniyelere bölünmüş olması en önemli.  Çünkü beden depar atmayı seviyor, arkadan aslan kovalıyormuşçasına. İlk ağaca kadar deli gibi koş, ağaca çık ve dur misali. Uzun uzun koşar yüzer, saatlerce spor yaparsanız, buna tedbir alıyor. Eşinizin size her gün çiçek yollaması ile ansızın, beklemediğiniz bir anda size bir papatya vermesi arasındaki fark gibi. Birinci duruma alışır, çiçekleri zamanla suya bile koymazsınız.

- B-fit misyonu gereği kadın girişimciliğini destekler, kadın kendi ayakları üstünde dursun ister. Aslında siz de kendi alanınızda yaptığınız çalışmalarla büyük bir girişimcisiniz.  Kendi işinin sahibi olmak isteyen kadınlara önerileriniz nedir?

Mali risk almadan ve kendine güvenerek, uzun süre gelir gelmese de sürdürebileceği formüller öneririm.

-Son zamanlarda oldukça trend olan Dekorlu Kutlama Pastacılığı Türkiyede ilk yapan firma olan Foodie bu noktada nasıl çalışmalar yapıyor?

Kızım 1 yaşına geldiğinde (1994) istediğim pasta yoktu. Bir dükkan satın alıp, içinde kendim yapmaya başladım. Şeker hamuru, yazı şekeri vs. gibi kelimeler Türkçe sözlüğe benden ötürü girdi. Mutluyum,  şimdi yılların tecrübesi ile adeta bir ressam veya heykeltıraş gibi, rahat ve ne çıkacağını önden bilemediğim tasarımlar yaparak çok oluyorum.

- Pastacılık sektörü yaratıcılığınızı sonuna kadar konuşturabileceğiniz bir alan. Siz pastalarınıza çeşitli şekiller verirken ilham kaynağınızı nereden alıyorsunuz?

Ben sadece pastacı değil, yiyeceğin tüm alanlarını kapsayan bir gıda üreticisi/araştırıcısıyım. En önemli hedefim kaygısızca yiyebilmek ve kilo almamak formülünü bulup insanlıkla paylaşmak. Bu konuda çok mutlu edici aşamalar kaydettim ve devamında yeni buluşlar yaratmaktayım. Evet, yaratıcılığın en esrik anlarını yaşatıyor bu faaliyet bana. Sanırım insanlık için yapmak istediğim iyiliğin bir ödülü bu.

- Birçok kadın gün boyunca çok az beslenerek kilo vermeye çalışmakta. Aç kalmadan, doyurucu yemek yiyerek vücut ağırlı kontrol edilebilir mi?

Az yiyin, o da ( beden yani) az harcar.  Zayıflamazsınız, daha da az yiyin, o da daha da az harcar. Bu inadın kaybeden tarafı her zaman tektir: Siz O kaybederse, hayat biter, insanlık yok olur. Bu kadar ciddi bir konuyu doğa çoluk çocuk eline veya paragöz diyetisyen eline bırakamazdı. Doyurucu yemek, karbonhidrat minimum, bedensel hareketlilik maksimum. Bence...

- Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için sadece sağlıklı beslenme yeterli midir?

Doldur boşalt sistemi çalışmalıdır. Gündelik hayat gerginlik yaratır. Tıpkı çöp  tenekemizi, bilgisayardaki sanal olan dahil, zaman zaman boşaltmamız gerektiği gibi, bedendeki stres birikimini günlük olarak tavsiye etmek gerekir. Bu yapılmaz ise, alternatif teselli faaliyeti olan gıdaya başvurulur. Beyin birinci porsiyon nohutlu pilavı doymak için, ikinci porsiyonu da endişeleri sakinleştirmek için ısmarlar. Endişelerin büyük harfli endişeler olması gerekmez, bir telefon çalışı dahi vücutta geçici bir alarm hali yaratır. İşte bu katkıyı spordan sağlamak önemlidir. Yani spor yaparak sadece kas geliştirmek ve kalori yakmak değil, iç huzuru yeniden düzenlemek de önemlidir. Ve meditasyon: Tina Turner'ın 1976 yılından beri spor ve meditasyon yaparak sorunlarının üstesinden gelebildiğini, hem seksi bir sarkıcı ve aynı zamanda da  budist ve yogi olduğunu her vesile ile açıklar.

- Toplum genelinde sağlıklı yiyecekler lezzetsizdir  şeklinde bir tabir var. Hem damak tadına hem de sağlığa hitap etmek olabilir mi?

Evet, sanki Soğuk Füzyon projesi kadar imkânsız gözüküyor bu değil mi?  Bu sebeple yeni geliştirmekte olduğum yiyecek çeşitlerini bu isimle anıyorum.  Bilim adamları bir gün soğuk füzyonu gerçekleştirebilecekler mi bilmiyorum, ama ben leziz, iyi ve yedikçe zayıflanacak yiyecekleri oluşturmaya başlamış olmaktan çok mutluyum.

Emel Başdoğan- Türk insanı olarak özellikle bol şerbetli tatlıları çok sever çok da tüketiriz.  Ne sıklıkla tatlı tüketilmeli?

Hiç:) Şaka yapmıyorum, 100 % sağlıklı beslenmek istiyorsak; hiç. Bu hayatta öğrenmemiz gereken önemli derslerden biri de 100 % olmadığı. Bunu kabul ettiğimiz zaman 100% George Clooney'ye benzemeyen eşimizle de  mutlu, 100 % sınıf birincisi olmayan çocuğumuzla da mutlu, 100 % Claudie Schifeer olmayan bedenimizle de zaten mutlu  olacağız. 100 % melek huylu olmayan ama 100 % şeytan huylu da olmayan komşu ile de diye liste uzanıp gidiyor.

- Beslenme ve mutluluk bu kavramların ilişkisini nasıl açıklarsınız.

Mutluluk hormonu seratoninin büyük kısmı bağırsakta oluşuyor. Yedikçe mutlu olmanın sebebi budur. Hemen ardından da suçluluk, pişmanlık ve üzüntü sebebi ile beyin derin bir depresyona giriyor. Ve hadi bakalım, kana pompalanmış olan bütün seratonin geri çekiliyor. Dehşet bir kıskançlıktır. İşte tam da üzerinde çalıştığım problem budur. Un kullanmadan,çok yendiğinde yağ depolatmayan, lezzetli olduğu için, kıtır kıtır çiğneme hissi ile birlikte tatmin yaratan, keten tohumu açısından (önemli bir seratonin tetikleyicisi) yoğun, yeni ürünümüz Krik Krak bu yolda çok önemli bir katkı.

- Gece geç saatlere kadar duran gece kuşları geç saatlerde doğal olarak acıkıyor. Onlara tavsiyeleriniz nelerdir

Önce: İş mecburiyeti yoksa geç yatmayın. Melatonin alın, erken uyuyun. Ruh haliniz güçlensin, bu da iradenizi yüksek tutsun. Mecburen geç yatıyorsanız gece yaklaşmadan önce 19:00 gibi iyice karınızı doyurun. Yiyeceğinize biraz çiğ ve iyi zeytinyağı ekleyin. Gece geç saatlerde yağ kullanılmadan hazırlanmış, unsuz, mercimek ve çeşitli sebzelerin bir arada olduğu sıcak büyük bir tas çorba içebilirsiniz.

- Yaptığınız yemeklerle harikalar yaratıyorsunuz. Bu kadar lezzetli yiyeceklere karşılık formunuzu nasıl koruyorsunuz?

Anahtar sözcük: Denge. Ben pasta yemeden yaşayamam, kötü pasta, katkılı, endüstrisel pasta yiyemem. Foodie bunun için var! İyi uyurum. Uyku kilo vermek için önemlidir. Spor mutlaka yaparım. Sabah zeytinyağı,yoğun kahvaltı ve unsuz krik krak yerim, 11 yaşımdan beri ekmek yemem. Ancak bunlar benim için uygun çözümler. Altını çizerek söylüyorum. Herkesin doğrusu başka. Tıpkı herkesin parmak izinin farklı oluşu gibi. İçsesinizi dinleyerek kendiniz için iyi olanı bulabilirsiniz. İç ses ne duyamıyorum? Diyorsanız: kendinizi korkutmadığınız her an, kararlarınızla ilgili bilge bir tavsiye kendi içinizden çıkacaktır.

- Yaptıklarınızda da görüldüğü gibi oldukça maharetli birisiniz. Peki Emel Başoğlu bu maharetini evde de gösterir mi?

Hiç:) Benim evim Foodie. Orada pişirir, orada yerim. Eve yemek oradan taşırım. Orada araştırırım, karıştırırım, bulurum.

-Türk kadını yemeyi içmeyi olukça sever. Türk kadınına sağlıklı beslenme konusunda önerileriniz nelerdir?

"İçgüdü", gereken bilgi fazlası ile ortalıkta dolaşıyor. Yukarıda da belirttiğim gibi herkesin doğrusu farklı. İç sesi dinleyerek yolu bulmak gerekiyor.

-Görülüyor ki çok zevk alarak yaptığınız bir işle uğraşıyorsunuz. Yemek dışında başka neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Yemek araştırması yapmak, okumak. Yine sadece gıda kimyası ile ilgili sahilde 12 ay boyunca yürümek. Yine beslenme sorunlarını düşünerek ormanda koşmak, yürümek, yine Foodie, insanlık, açlık, tokluk, çağın vebası obesite, vs. konuları düşünerek kuaföre yılda bir kez giderim, oje sürecek vaktim yok, saçımı kendim keserim. Dikiş dikmekten de çok zevk alıyorum. Az vakit kalıyor üzülüyorum. 9. Kitabımı yazmaktayım, yavaş ilerliyor. Önce insanlık beslenme sorununu çözeceğim .

- Önümüzdeki dönemlerde planlarınız nelerdir?

Yedikçe zayıflanacak ve sağlığa sağlık katacak ürünlerin tüm dünyada satışa sunularak insanlara ulaştığını görmek.

- Son olarak; b-fit kadınlarına evde de yapabilecekleri sağlıklı bir tarif verebilir misiniz?

Kinoayı daha sık kullanmalarını öneririm. İşte hoş bir tarif: Emel Başdoğan'dan Kinoa’lı Enginar ve Kilo Kontrolu

Önceki makale Spor Yapmak Özsaygıyı Güçlendiriyor/ FORMSANTE
Sonraki makale Cosmopolitan Dergisi - Tempoya ayak uyduran koleksiyon