Miyase Bülbül Röportajı— b-fit | Kadınların Spor ve Yaşam Merkezi

Miyase Bülbül Röportajı

Merhabalar, uzun süre medya sektöründe çalıştıktan sonra, 2008 yılında kurduğum son şirketi de kapatarak aşçı olmaya karar verdim ve bu yolda eğitim almaya başladım. Eğitimime Amerika’da yeniçağın ve sağlığın mutfağı olarak bilinen rawfood yani canlı beslenmenin incelikleri öğrenerek devam ettim. Türkiye’ye rawfood gurme şef, beslenme koçu ve eğitmen olarak geri döndüm. 2010 yılından beri www.cookingbrawo.com web sitesinden çalışmalarımı yürütmekteyim. Seminer ve eğitimler ile raw food ile beslenmeyi ve doğru besin tüketmeyi öğretiyorum.

2.Siz bir İşletmeci, satış pazarlama ve iletişim uzmanı aynı zamanda girişimci eğitmen ve de danışmansınız. Bunun yanında aktif bir koçluk ve de liderlik nitelikleriniz var. Bu kadar işi bir arada götürmek için tüm bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?

İçimden geliyor. Sanırım yıllardır bilmeden zaten canlı besleniyordum. Zira ben çok fazla meyve sebze tüketen bir kadındım. Çikolatalı pasta yerine büyük kocaman bir elmaya ağzım sulanırdı ve her zaman yaşıtlarımdan daha zinde, canlı ve enerjik oldum. Bir elma ile Ağrı’ya tırmandı bu kız der bir arkadaşım, (doğrudur da) sabahtan akşama kadar meyve yerim 30 senedir. Beslenme biçimimin beni canlı tuttuğunu ben de rawfood la tanışınca anladım.

3.Kariyerinizde yepyeni böyle bir sürece girmeye nasıl karar verdiniz? Yemek yapmayı sever miydiniz ya da yemek alışkanlıklarınız nasıldı?

Yemek yapmayı sevmek veya sevmemek gibi bir seçimim yoktu. Ben hep bol salata yedim. Peynirli, yoğurtlu, balıklı vb gibi çok az et tüketirdim. Şimdilerde artık hiç tüketmiyorum, zira gerçekten otla beslenen hayvan eti olduğuna inanmıyorum ki diğerleri kimyasallarla şişirilmiş zararlı etler. Ben mutfağı ve inceliklerini keşfetmek, kendimi ve beni tanıyanları şaşırtmak için aşçı olmak istedim, ancak bu yolda çok şey öğrenip meslek edindim.

4.İyi beslenmek ne demek?

-İyi beslenmek; bedenimizin tüm gün boyunca enerjisini koruyacak hücrelere gerekli enerjiyi verecek ve ihtiyaç duyduğumuz vitamin, mineral ve enzimleri tam ve doğru olarak almamızı sağlayacak dengeli beslenmedir.

5.Çiğ beslenmek insanlık tarihi kadar eski, “Taş Devri” denilen beslenme biçimi bu mudur?

Tam öyle denmese de, evet ilk insan canlı ve çiğ besleniyordu ancak et obur değil, ot oburdu. Tüm besin ihtiyacını bitkilerden sağlıyordu. Tıpkı bitkiler ve hayvanlar gibi. Zaten insan haricinde et yiyen canlı yok, yırtıcılar hariç.

Burada canlı ve çiğ beslenmenin de ne demek olduğunu vurgulamak lazım. Canlı demek enzim, vitamin ve minerallerini kaybetmemiş demektir. Yani 45 derece üzerinde ısıya tabi tutulmamış, işlenmemiş gıdalardır. 45 derecenin üstündeki ısı enzimleri, vitaminleri öldürür, mineralleri önemli ölçüde yok eder, yani besin değerleri zengin gıdaları ölü gıda haline getirir. Bazı uzmanlar insan anatomisinin ısıtılmış gıdayı hazmetmeye değil canlı ve çiğ bitkisel besinleri hazmetmeye göre düzenlendiğini söyler ve ilk insanları adres gösterirler.

6.İnsan metabolizması gerçekten çiğ beslenme tipine uygun mu?

Evet, ilk insandan bu yana uygun. Canlı gıdalar daha yüksek besin değeri ihtiva ederken, alkali yapılarını da koruyorlar ki bu hücrelerin tam performansı için çok önemli. Bazı besinleri hazmı bazı bünyelerde zor olabilir, gaz yapabilir bu durumda o tarz gıdalara limonlu suyla hafif masaj yaparak enzimlerini ortaya çıkartmakla yarar sağlanır.

7.Hem sağlıklı hem de lezzet bir arada olabilir mi?

Olmaz mı? Ben size un, şeker, yumurta yağ kullanmadan daha lezzetli browni, çikolata, elmalı pay, tatlı ve tuzlu bisküvi, peynirsiz cheesse kek, etsiz hamburger, mantardan döner, kıyma yerine kabak kullanarak dolma yapabilirim ve tadına doyamadan yersiniz.

8.Pişirme olmadan mikroplardan besinlerimizi nasıl arındırabiliriz?

Bol suda çok iyi yıkayarak, organik besin alarak, alkali suda bir gece bekleterek, hijyeni ön planda tutarak, tuz ve limon suyu ile.

9.Güneşte kurutma ya da marine etme yöntemlerinin bu sistemdeki yeri nedir?

Çok önemli Amerika da yıllardır anneannelerimizin yaptığı güneşte kurutulmuş gıdalar, süper gıdalar olarak geçiyorlar. Doğru kurutulmuş, şeker ve kimyasal uygulanmamış bu gıdalar tüm değerlerini c vitamini dâhil korumaya devam ediyorlar. Yani canlı kalıyorlar, sadece sularını kaybediyorlar. Rawfood mutfağında kullandığımız fırın da 45 derece üzerine çıkmayan nem oranı ayarlayan bir çeşit kurutucu. Kurutma yolu ile pişiriyoruz. Marine etme diğer pişirme yöntemi tuz ve limon besinleri pişirir. Marine etme katılacak aromalar ve lezzet açısından önemlidir. Özel teknik uygulamayı gerektirir. Besinleri iyi tanımak, tatların kullanımını iyi bilmek gerekir. Rawfood marine etmenin tüm inceliklerini ve dünyanın 6 tadını nasıl kullanmamız gerektiğini öğretir.

10.Baharatların bu sistemdeki yeri nedir? Bir anlamda besinlerimizi baharatlarla da hem renklendirip hem lezzetlendirip hem de mikroplardan arındırabilir miyiz?

Baharatlar dünya üstündeki 6 tattan biridir. Sistemdeki yeri önemlidir. Zira pişmeyen yemeğe tadını 6 tadı en iyi kullanarak verirsiniz. Size hamburgeri sevdiren etin içine eklenen baharattır, tuzdur, et kullanmayıp başka bir madde kullanın, baharatını doğru verin, yine hamburger yer gibi hissedersiniz. Örneğin, ay çekirdeği, unu ve keten tohumu unundan hamburger köfte yapıyorum tadı yine aynı, görüntüsü de aynı ama 45 derece üzerinde pişmiyor.

11. Suyun bu beslenme rejiminde yeri nedir?

Canlı ve çiğ beslenmede dilediğiniz kadar yer, kilonuzu korursunuz. Kilo almak istiyorsanız daha çok kuru yemiş ve çekirdek yer, kas geliştirmek için raw beslenme yanında spor yapabilirsiniz.

Yıllardır aynı kilodayım, akşam yemeğini en çok hep ben yiyorum, tabağım dolu hatta dopdolu oluyor. Herkes “Oooo amma çok yiyorsun!” diyor ama ben kilo almıyorum. Onlar alıyor, zira ben kalorisi düşük, su oranı yüksek sebzeyi, salataları daha çok kalorisi yüksek besinleri daha az yiyorum. Bunu özellikle yapmıyorum bol salatayı önden yiyince doyuyorum. Eğer benim gibi meyve ve sebzeyi seviyorsanız. Rejimsiz hayat oh ne rahat!

12.Bu konuda medikal uzmanların yorumları nelerdir?

Çok çeşitli görüşler var kimi onaylıyor, kimi %100 olmamak koşulu ile onaylıyor. Herkesin taptığı Mehmet Öz Rawfood’dan bahsediyor. Asit/ alkali dengesinden, besin bileşimlerinden, sebzelerden önemle söz ediyor. Kanser ve şeker için mümkün olduğunca bol yeşillik ve sebze tüketin diyorlar. Her şeyin başı sağlıklı beslenmeye dayanıyor. Trans yağlar, antibiyotikli etler, kükürtlü, şekerli kuru gıda, konserve, çiflik balıkları hepsi sağlığa zararlı ve Raw food tüm bunları, zaten işlenmiş gıda diye kabul etmiyor. Artık ortak karar, doğal meyve ve sebzenin her şeye faydalı olduğu.

13.Cilt ve kanser üzerinde bu beslenme rejiminin etkileri nelerdir?

Süper. Canlı ve çiğ beslendiğinizde, herkes size cildinize ne sürdüğünüzü soruyor. Cildiniz parlak ve olduğundan genç görünüyor. Daha canlı, enerjik, sağlıklı ve genç oluyorsunuz, daha ne olsun!

Önceki makale Prof. Dr. Hasan Kasap Röportajı
Sonraki makale Türkiye'nin en büyük spor zinciri b-fit Kadın girişimcilerle büyüyor/AYSHA Dergisi