PENCERE: b-fit ile kadın evde oturur düşüncesini yıktık.
"Bu benim işime yaradıysa Türk kadınının da işine yarar"
"Şu anda 48 ilde 220 b-fit merkezi bulunuyor. Sadece kadınlara franchising veriyoruz. Erkekler yüzde 50 ortak olabiliyor ama işletmeye giremiyor. Asla yüzde 51 olmuyor. Dolayısıyla, bir kadının önderliğinde yürüyebilecek mekânlar inşa ettik. Bu sayede Türkiye'de geleneksel hale gelen 'kadın evde oturur' düşüncesini kırdık. Kadınları iş sahibi yaptık." Girişimciliğe kendisi için kurduğu ufak işlerle başlayan Bedriye Hülya'nın b-fit'i kurma hikayesi, Amerika'da eğitim aldığı sırada tanıştığı yaygın bir spor sistemiyle başlamış. Günde sadece 30 dakikasını ayırdığı bu egzersiz metoduyla çok daha sağlıklı bir yaşama sahip olduğunu keşfetmiş. Bunun sonucunda da, "Bu benim işime yaradıysa Türk kadınının da işine yarar" düşüncesinden yola çıkmış ve b-fit'i kurmaya karar vermiş. Daha sonra Amerika'da 13 milyon kişinin katıldığı bu sistemi, Türkiye ve Türk kadınları için uygun bir formata sokmuş. Şu anda Türkiye'nin 48 ilinde 220 b-fit merkezi bulunuyor. Bedriye Hülya'ya b-fit'in bu denli yaygınlaşmasının sırrını sorduğu-muzda, "Kadınların hem spor yaparak sağlıklı olması hem de ekonomik olarak kendilerini bağımsız kılmasını hedefledik. Yöntemin kısa sürede yaygınlaşmasının sırrı, b-fit'in girişimci kadını hiçbir zaman yalnız bırakmaması ve ona her alanda yardımcı olmasıdır" cevabını alıyoruz. Bedriye Hülya ile, sahip olduğu girişimci ruhunu ve Türkiye'de kadın girişimci olmanın zorluklarını konuştuk.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
İzmir Amerikan Lisesi'nden mezun oldum. Daha sonra işletme ve psikoloji dallarında, lisans ve lisansüstü eğitimlerimi tamamladım. Ardından çalışma hayatına atıldım. Kendime kurduğum ufak işlerle girişimciliğe başladım. Turizm sektöründe aktif olarak yer aldım. Oteller, restoranlar, seyahat acentelerinin yanı sıra, hediyelik eşya dükkanları, tekstil ve ithalat firmaları kurup, işletmeciliğini yaptım. Çeşitli üniversitelerde, psikoloji ve iş hayatında girişimcilikle ilgili eğitimler verdim. Amerika'da eğitim aldığım süre içinde bir spor sistemi dikkatimi çekti. Hemen kafamda, bu sistemi Türkiye'ye adapte edebilmek için neler yapabilirim diye düşündüm. Ardından yanıma beş kadın arkadaşımı da alarak, 2005 yılında b-fit'i kurduk. b-fit ile, kadınların franchising yoluyla kendi işini kurmasını sağladık. Bunun yanı sıra, Türk kadınını bir bakıma sporla tanıştırdık. Bundan yedi yıl önce, her yerde futbol sahaları ve mahalle arası erkek spor salonları vardı. b-fit ile, yedi yıl gibi bir sürede, 220 merkez-le 190 binden fazla kadın üyeye ulaştık. 2009 yılında Türkiye'de Endeavor Girişimcisi, 2012 yılında ise Ashoka Fellow olarak seçildim. Ekibimde yer alan arkadaşlarımla, yeni işler kurmaya devam ediyoruz. 2011 yılında "Türkiye'nin ilk çocuk hareket üssü" olan "Muzipo Kids"i kurduk. "Muzipo Kids", beş farklı lokasyonda çocuklara hizmet veriyor.
müsait spor etkinliklerinde bulunmanızdır. b-fit'teki makinalar, burada geçirdiginiz 30 dakika süresince, fitness düzeyinize uygun ve sizi zorlayarak hedeflediginiz amaçlara ulaşmanızı saglar. Yurt dışına da franchising veriyor musunuz, yoksa bu sadece Türkiye'de mi uygulanıyor? Şu an Almanya ve Kıbrıs'ta franchisinglerimiz bulunuyor. ileriki dönemlerde, Orta Doğu, Orta Asya ve Balkanlara da açılmayı planlıyoruz. Bunun için çalışmaya başladık. Daha sonraki yolumuz yine kadınlara doğru gidiyor. Meslek eğitimleri alanında çalışmayı planlıyoruz. Ayrıca 2-12 yaş çocuklar için hareket etme merkezleri kurduk. Onun da büyümesi için çalışıyoruz. Anneleri rol modeli yapıyoruz ama çocuklar da çok hareketsiz kalıyor. Ayrı bir sistemle çocukları çalıştırıyoruz. Bu kez erkeklere de franchising veriyoruz. Bunun yanı sıra, kadınlara eğitim alanında yeni yatırımlarımız olacak. b-fit'in fiyatları çok uygun. Türkiye'ye özellikle yurt dışından gelen uygulamalarda güdülen fiyat politikası düşünülünce, bunu nasıl başardığınızı merak ediyorum? b-fit projesini oluştururken öncelikle, Türk kadınının spor yapamam bahanelerini araştırdık. Bunlardan biri de, kadınların sporu lüks olarak görmesiydi. Spor asla bir lüks değildir. Sadece doğru kurgulanarak uygun fiyatlara getirilmeliydi. Tüm projeyi buna göre oluşturduk. Dünyadaki örneklerini inceledik. Fiyat politikasını uygun tutmak aslında kime ulaşmak istediğinizi belirleyen bir seçim. Schwab Foundation tarafından, "2013 Yılı Sosyal Girişimcisi" seçildiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Türkiye'de hele ne yaptığımızı pek anlamayıp bize garip gözlerle bakıyorlar. Örneğin, neden kadınlara franchising verdiğimizi veya kadınlara hizmet ettigimizi sorguluyorlar. Oysa bunun arkasında toplumsal birkaç soruna çözüm aramak var. Ne yaptığımızı anlayan Schwab Foundation Vakfı gibi saygın platformlar tarafından ödüllendirilmek tabii ki bizi mutlu ediyor. b-fit'in bu kadar yaygınlaşması konusunda neler söylemek istersiniz? b-fit için geliştirdiğimiz franchising yöntemiyle, kadınların hem spor yaparak sağlıklı olması hem de ekonomik olarak kendilerini bağımsız kılmasını hedefledik. Yöntemin kısa sürede yaygınlaşmasının nedeni, b-fit'in girişimci kadını hiçbir zaman yalnız bırakmaması ve ona her alanda yardımcı olmasıdır. Aynca her b-fit merkezi üyesiyle, ayda bir kere aktivite yapıyor ve aile gibi sürekli bir arada oluyoruz. b-fit'e bir kez gelen, sosyal hayata dahil oluyor. Bu kadar başarılı olmasının sebepleri arasında bunlar yer alıyor. b-fit franchisingi olmanın maliyeti nedir? Bir b-fit merkezi açmanın bedeli illere göre değişiklik gösteriyor. Ortalama maliyeti, 35-40 bin TL'dir. Bu bedelin içine, makinalar ve franchising bedeli dahildir. Ek olarak dekorasyon maliyetiniz var. Türk kadınının spora bakış açısı nasıl? Kadınların spora dair sıkça sorduğu sorular, zaman zaman endişe olarak ortaya çıkar ve kadınları spordan uzaklaştırır. Bunların bazılarının bahane olduğu, yaptıgımız çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Söz konusu sorular arasında, spora başlandığında asla bırakılamayacagı, sürekli spor yaptığı veya makinalarda ağırlık çalıştığı takdirde "pazılarının çıkacağı, spora başlamak için geç kalındıgı gibi endişeli düşüncelerin yanı sıra, çoğunlukla "ben yapamam"ın yer aldığını gördük. Ardından sistemimizi bu bahaneleri aşmak üzere kurguladık. Özellikle kadınların spora arkadaşlarıyla gelmeleri veya arkadaş edinmeleri ile daha uzun süre üyemiz olarak kaldığını gördük. Aynca haftada en az üç gün ve üzeri gelenler daha uzun süre üyeliğine devam ediyor. Yani b-fit ile 190 bin Türk kadınına spor yapma alışkanlığı kazandırdık. Türkiye'deki kadın girişimciler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Kadın girişimcilerin karşılaştıkları en büyük sorun, ailelerinden ve çevrelerinden destek görememesiyle paraya ulaşmalarının zor olmasıdır. Bir fikri olan ya da kendi işini kurmak isteyen kadınlar, bu sebeple daha düşünme aşamasında vazgeçmek zorunda kalıyor. Çalışan kadın ise, ev ile iş arasında gidip gelirken yoruluyor ve bir gün kendini evde otururken buluyor. Çünkü çocuğuna bakmak ve evin bütün sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalıyor. Bu gibi etkenlerden dolayı kadınların iş gücüne katılım oranı ne yazık ki her geçen gün düşüyor. Türkiye'de kadın girişimci olmak zor mu? Kadın girişimcilere önerileriniz neler? Türkiye'de kadın girişimci olmak kendi başının çaresine bakmak gibi. b-fit olarak hiçbir yerden destek alamıyoruz. Türkiye'de spora yeni bir bakış açısı getirdik ancak hâlâ spora uygulanan KDV oranı yüzde 18. Spor, lüks olarak görülüyor. Hele girişimci kadın ise başka bir hikâye başlıyor. Çünkü çocuk bakım olanakları ve krediye ulaşımı sınırlı. iş kurmak için gereken çevre ve aile desteği ise neredeyse yok! Ancak umut hep var. Umut olmasa devam edemezdik. Kadınlar toplumda belli bir noktaya gelmek için mücadele halindeler. Henüz tam olması gereken noktaya da ulaşılamadı. Kadının toplumda hak ettiği noktaya gelmesi için neler yapılmalı? Devlet politikalarının kadını destekleyen türden olması iyi olurdu. Kotalar, kadına bir basamak atlatır. Sivil toplum kuruluşları kadın konusunda çok iyi. Biraz daha organize hareket edebilirsek etkimiz daha da artar.
İlk şirketinizi 23 yaşınızda kurduğunuzu biliyorum. Girişimci ruhunuz nereden geliyor?
Şans! insan, önündeki bir olanağı değerlendirince, diğer olanakları da işe yarar hale getirebileceğini görüyor. Bir de herhangi biri yaptıysa, ben de yaparım diye bir inancım var. Bu inanç da şuradan geliyor: Çok zeki bir insan olmamama rağmen çalışarak pek çok şeyi başabildiğimi gördüm. Demek ki çalışarak yapılmayacak bir şey yok. Çalışmayı göze alan herkes istediği her şeyi yapabilir.
b-fit sistemi hakkında bilgi alabilir miyim sizden?
Hayatım boyunca ihtiyaçlarla kaynakları birleştirmekten çok mutlu oldum. Bunları kolay yapmamın nedeni, gördüğümü ve duyduğumu "birinin ihtiyacı olur" diye hep aklımda tutmam. Kurduğum işlere de bu felsefe yansıdı. Amerika'da yaşadığım yıllarda, günde sadece 30 dakikamı egzersize ayırarak, çok daha sağlıklı bir yaşama sahip olduğumu keşfettim. Bunun sonucunda da, "Bu benim işime yaradıysa Türk kadınının da işine yarar" düşüncesin-de yola çıkarak, b-fit'i kurmaya karar verdim. Ardından iki yıl boyunca araştırmalar yaptım ve çeşitli eğitimlere katıldım. Ancak önemli olan, Amerika'da 13 milyon kişinin katıldığı bu sistemi, Türkiye ve Türk kadınları için uygun bir formata sokmaktı. Ortaklarımla b-fit sisteminin, bir üye ve spor salonu ilişkisinden ibaret olmaması gerektiği fikrinde birleştik. Yarattığımız farkındalıkla kadınların hem iş sahibi hem çalışan hem de üye olabildiği b-fit markası doğdu. Amerika Sağlık örgütü tarafından onaylanan 30 dakikalık bu yöntem, egzersiz programları içinde en çok kalori yaktıranı. b-fit'te dokuz egzersiz aleti ve dokuz platformdan oluşan 18 istasyon bulunuyor. Her platformda 30'ar saniye kalınıyor. 30 saniyenin bitiminde duyulan sinyal sesiyle yandaki platforma geçiliyor. Böylece, tüm turun bitiminde, vücutta çalışmamış kas grubu kalmıyor. Kaç şehirde ne kadar şubeniz var? Şu anda 48 ilde 220 b-fit merkezi bulunuyor.
b-fit kadınlara özel bir spor sistemi. Sadece kadınlara yönelik olmasının özel bir sebebi var mı?
Sadece kadınlara özel spor ve yaşam merkeziyiz. Çünkü b-fit makinaları, kadınlar için çok yararlı. Sıkılaşmaya yönelik işlevleri var. Erkeklere ise, kondisyon sağlıyor. Ancak pazı yapmadıgı için erkekler, bir süre sonra ilgilerini kaybediyor. Bir de Türkiye'de, orta gelir düzeyine sahip kadınların gidebilecegi spor merkezleri yoktu. Dolayısıyla, bu boşluğu doldurmak iyi bir fırsattı. Var olan bir ihtiyaçtan yola çıktık. Bir kesim spor yapıyor, diğer kesim yapamıyorsa, yapmayanlar da mutlaka istiyordur, diye düşundük. Çünkü bu alan bizim için bakirdi. Bunun yanı sıra, sadece kadınlara franchising veriyoruz. Bu da bizim işimizin en önemli kısmı. Pozitif ayrımcılıktan söz ediyoruz. Kotalardan bahsediyoruz. Bir sürü sivil toplum kuruluşu bu konular üzerine çalışıyor. Çok iyi, harika ama somut bir şeyler yapmak gerekiyordu. Bu nedenle yalnızca kadınlara franchising veriyoruz. Erkekler yüzde 50 ortak olabiliyor ama işletmeye giremiyor. Asla yüzde 51 olmuyor. Dolayısıyla, bir kadının önderliğinde yürüyebilecek mekânlar inşa ettik. Bu sayede Türkiye'de geleneksel hale gelen 'kadın evde oturur' düşüncesini kırdık. Kadınlan iş sahibi yaptık.
Sundugunuz hizmetlerden bahseder misiniz?
b-fit merkezlerinde 30 dakikalık istasyon çalışmalarının yanı sıra, birçok farklı hizmet de kadınlara sunuluyor. Bunlar; fit popo/fit karın seansları, aerodans, magic ball, stüdyo dersleri (zumba, pilates, yoga ve dans gibi), çeşitli aktiviteler, diyetisyen, kafe ve ürün satışı gibi birçok hizmetimiz bulunuyor.
b-fit'in alışılmış spor merkezlerinden farkı nedir?
Araştırmalar, her gün yapılan aynı tip egzersizlerin vücudu bir süre sonra alışkanlıga iterek beklenen faydayı düşürdüğünü gösteriyor. Oysa,b-fit'te geçirdiginiz her 30 dakika, bir öncekinden farklı oluyor ve vücudunuzu sadece dayanıklılık ya da sadece aerobik çalışmalarından oluşan alışkanlıktan koruyor. Ağırlık esaslı makinaların vücuda verdiği zorlama olmadığı için agrı da olmuyor. Süratinizi ve dolayısıyla makinanın vücudunuza uyguladığı karşı kuvveti siz ayarlıyorsunuz. Makinaları ne kadar süreyle ve hangi sırayla kullanacagınız sizin için önceden belirleniyor. Bu nedenle ne yapacağınızı bilmeniz gibi bir durum yok. Aynca sizden daha fit arkadaşlarınızla aynı grupta çalışabilirsiniz. Çünkü makinalar sizin gücünüze göre kendini ayarlar. b-fit'i, bir spor merkezinden çok, içinde spor da olan bir kadınlar kulübü olarak tanımlayabiliriz.
30 dakikalık bir spor programı olan b-fit metodu, her yaş grubundan kadına uygun mu?
30 dakika, 15-75 yaş arasındaki bütün kadınların sağlıklı ve zinde kalması, kilo vermesi ve metabolizmasını hızlandırması için yeterli olan vakti sağlıyor. özellikle, zaman darlıgından şikayet eden milyonlarca insan için zamansızlık mazeretini ortadan kaldırıyor. Eğer isterseniz bu 30 dakikanın yanı sıra, başka fiziksel etkinlikler de katarak hayatınızı zenginleştirebilirsiniz. b-fit size, sağlık ve fiziksel zenginlik için gerekli tüm altyapıyı sunuyor. Araştırmalara göre, aynı tip sporu, aynı sürede ve aynı kuvvet seviyesinde yapan bir kişinin vücudu, bir süre sonra bu tempoya alışıyor. Vücudun egzersizlere alışması, beklenen faydayı düşürüyor. Bu yüzden b-fit'te değişik kuvvet seviyelerinde spor yapma imkânı bularak, her seferinde değişik bir 30 dakika yaşamanız mümkün. Fit kalmanın en önemli anahtarlarından biri, kendinizi zorlamayamüsait spor etkinliklerinde bulunmanızdır. b-fit'teki makinalar, burada geçirdiginiz 30 dakika süresince, fitness düzeyinize uygun ve sizi zorlayarak hedeflediginiz amaçlara ulaşmanızı saglar.
Yurt dışına da franchising veriyor musunuz, yoksa bu sadece Türkiye'de mi uygulanıyor?
Şu an Almanya ve Kıbrıs'ta franchisinglerimiz bulunuyor. ileriki dönemlerde, Orta Doğu, Orta Asya ve Balkanlara da açılmayı planlıyoruz. Bunun için çalışmaya başladık. Daha sonraki yolumuz yine kadınlara doğru gidiyor. Meslek eğitimleri alanında çalışmayı planlıyoruz. Ayrıca 2-12 yaş çocuklar için hareket etme merkezleri kurduk. Onun da büyümesi için çalışıyoruz. Anneleri rol modeli yapıyoruz ama çocuklar da çok hareketsiz kalıyor. Ayrı bir sistemle çocukları çalıştırıyoruz. Bu kez erkeklere de franchising veriyoruz. Bunun yanı sıra, kadınlara eğitim alanında yeni yatırımlarımız olacak.
b-fit'in fiyatları çok uygun.
Türkiye'ye özellikle yurt dışından gelen uygulamalarda güdülen fiyat politikası düşünülünce, bunu nasıl başardığınızı merak ediyorum?
b-fit projesini oluştururken öncelikle, Türk kadınının spor yapamam bahanelerini araştırdık. Bunlardan biri de, kadınların sporu lüks olarak görmesiydi. Spor asla bir lüks değildir. Sadece doğru kurgulanarak uygun fiyatlara getirilmeliydi. Tüm projeyi buna göre oluşturduk. Dünyadaki örneklerini inceledik. Fiyat politikasını uygun tutmak aslında kime ulaşmak istediğinizi belirleyen bir seçim.
Schwab Foundation tarafından, "2013 Yılı Sosyal Girişimcisi" seçildiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Türkiye'de hele ne yaptığımızı pek anlamayıp bize garip gözlerle bakıyorlar. Örneğin, neden kadınlara franchising verdiğimizi veya kadınlara hizmet ettigimizi sorguluyorlar. Oysa bunun arkasında toplumsal birkaç soruna çözüm aramak var. Ne yaptığımızı anlayan Schwab Foundation Vakfı gibi saygın platformlar tarafından ödüllendirilmek tabii ki bizi mutlu ediyor.
b-fit'in bu kadar yaygınlaşması konusunda neler söylemek istersiniz?
b-fit için geliştirdiğimiz franchising yöntemiyle, kadınların hem spor yaparak sağlıklı olması hem de ekonomik olarak kendilerini bağımsız kılmasını hedefledik. Yöntemin kısa sürede yaygınlaşmasının nedeni, b-fit'in girişimci kadını hiçbir zaman yalnız bırakmaması ve ona her alanda yardımcı olmasıdır. Aynca her b-fit merkezi üyesiyle, ayda bir kere aktivite yapıyor ve aile gibi sürekli bir arada oluyoruz. b-fit'e bir kez gelen, sosyal hayata dahil oluyor. Bu kadar başarılı olmasının sebepleri arasında bunlar yer alıyor.
b-fit franchisingi olmanın maliyeti nedir?
Bir b-fit merkezi açmanın bedeli illere göre değişiklik gösteriyor. Ortalama maliyeti, 35-40 bin TL'dir. Bu bedelin içine, makinalar ve franchising bedeli dahildir. Ek olarak dekorasyon maliyetiniz var.
Türk kadınının spora bakış açısı nasıl? Kadınların spora dair sıkça sorduğu sorular, zaman zaman endişe olarak ortaya çıkar ve kadınları spordan uzaklaştırır. Bunların bazılarının bahane olduğu, yaptıgımız çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Söz konusu sorular arasında, spora başlandığında asla bırakılamayacagı, sürekli spor yaptığı veya makinalarda ağırlık çalıştığı takdirde "pazılarının çıkacağı, spora başlamak için geç kalındıgı gibi endişeli düşüncelerin yanı sıra, çoğunlukla "ben yapamam"ın yer aldığını gördük. Ardından sistemimizi bu bahaneleri aşmak üzere kurguladık. Özellikle kadınların spora arkadaşlarıyla gelmeleri veya arkadaş edinmeleri ile daha uzun süre üyemiz olarak kaldığını gördük. Aynca haftada en az üç gün ve üzeri gelenler daha uzun süre üyeliğine devam ediyor. Yani b-fit ile 190 bin Türk kadınına spor yapma alışkanlığı kazandırdık.
Türkiye'deki kadın girişimciler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
Kadın girişimcilerin karşılaştıkları en büyük sorun, ailelerinden ve çevrelerinden destek görememesiyle paraya ulaşmalarının zor olmasıdır. Bir fikri olan ya da kendi işini kurmak isteyen kadınlar, bu sebeple daha düşünme aşamasında vazgeçmek zorunda kalıyor. Çalışan kadın ise, ev ile iş arasında gidip gelirken yoruluyor ve bir gün kendini evde otururken buluyor. Çünkü çocuğuna bakmak ve evin bütün sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalıyor. Bu gibi etkenlerden dolayı kadınların iş gücüne katılım oranı ne yazık ki her geçen gün düşüyor.
Türkiye'de kadın girişimci olmak zor mu? Kadın girişimcilere önerileriniz neler?
Türkiye'de kadın girişimci olmak kendi başının çaresine bakmak gibi. b-fit olarak hiçbir yerden destek alamıyoruz. Türkiye'de spora yeni bir bakış açısı getirdik ancak hâlâ spora uygulanan KDV oranı yüzde 18. Spor, lüks olarak görülüyor. Hele girişimci kadın ise başka bir hikâye başlıyor. Çünkü çocuk bakım olanakları ve krediye ulaşımı sınırlı. iş kurmak için gereken çevre ve aile desteği ise neredeyse yok! Ancak umut hep var. Umut olmasa devam edemezdik.
Kadınlar toplumda belli bir noktaya gelmek için mücadele halindeler. Henüz tam olması gereken noktaya da ulaşılamadı. Kadının toplumda hak ettiği noktaya gelmesi için neler yapılmalı?
Devlet politikalarının kadını destekleyen türden olması iyi olurdu. Kotalar, kadına bir basamak atlatır. Sivil toplum kuruluşları kadın konusunda çok iyi. Biraz daha organize hareket edebilirsek etkimiz daha da artar.
,