Stresle bu besinlerle savaşın
Sizin de çantanızı makyaj malzemeleri yerine antidepresanlar ve türlü türlü ilaçlar mı doldurmaya başladı? Bunun kaynağı yedikleriniz daha doğrusu yemedikleriniz olabilir!
Atlanta Sağlıklı Beslenme ve Diyet Akademisi' nin açıklamasına göre bazı besinler stresi ciddi oranda engelliyor. Hatta aralarında anti-depresanların yerine geçecek kadar iddialı olanlar var.
Yüzyılın en moda hastalığı anksiyete, yani kaygı problemi. Onun da kaynağı yoğun stres. İş hayatındaki olumsuzluklar, trafik, iletişim bozuklukları bizleri yoğun bir stresin altında bırakıyor. Bu da başta erken yaşlanma olmak üzere, -saçların bir gecede beyazlaması efsane değil- birçok hastalığı beraberinde getiriyor. Peki bütün bunlarla başa çıkmanın zahmetsiz bir yolu var mı? Uzmanlar, her türlü egzersizin stresle başa çıkmada en iyi yol olduğu konusunda hemfikir. Ancak belli bir zaman ve enerji gerekiyor. Ya böyle bir vakti olmayan ve gün boyu yoğun stresle savaşmak zorunda kalanlar? İşte onlar için de birbirinden değerli besinler var. Avakado, somon, badem ve saf yulaf bunlardan sadece birkaçı. Egzersiz yapamadığımız zamanlarda bu besinlerden tüketerek, stresle savaşı kazanabiliriz.
Avokado: İçeriğindeki zengin B6 ve folik asit sayesinde sinir sisteminin sağlıklı işlemesi için adeta özel olarak yaratılmış bir meyvedir avokado. Bir adet taze avokadoda bir muzun iki katı potasyum bulunur. Ayrıca kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi de yabana atılır gibi değildir. Avokadonun tadından hoşlanmasanız bile haftada 2-3 gün salatalarınıza katmayı, yoğurtla karıştırmayı deneyin. Sinir sisteminize katkısını çok geçmeden göreceksiniz.
Somon Balığı: Eskimoların beyin kanaması ve kalp kriziyle hiç tanışmadıklarını biliyor muydunuz? Bunun nedeni bol bol omega-3, yani balık tüketmeleri. Son yapılan araştırmalar, omega-3'ün kalp damar sağlığını koruma, unutkanlığı giderme, kanın pıhtılaşmasını önleme dışında önemli bir faydasına daha dikkat çekiyor: Stresi kontrol altına alma. Omega-3 bakımından tam bir cevher olan balık ise artık ülkemizde de kolayca bulunan somon. Günde 150-200 gr. somon balığı, stres anında salgılanan kortizol hormonunun yıpratıcı etkisini nötralize ediyor.
Brokoli: Sanırız ki C vitamini en çok turunçgillerde var. Oysa bir avuç brokolide bir portakaldan çok daha fazla C vitamini bulunuyor. Bu da çok daha fazla antioksidan ve güçlü bağışıklık sistemi demek. Brokoli de tıpkı omega-3 gibi vücudumuzu kortizol hormonunun yıpratıcı etkisinden koruyarak, stresle daha kolay başa çıkabilmemize yardımcı oluyor. Brokoliyi tek başına yemekten hoşlanmıyorsanız, haşladıktan sonra omletinize katmayı deneyin.
Badem: Magnezyum, yatıştırıcı etkisiyle sihirli bir mineraldir ve bademde de bol miktarda bulunur. Bir avuç çiğ badem, günlük magnezyum ihtiyacımızın %20'sini karşılar. Ayırca uykusuzluk çekenler için de birebirdir. Kan şekerini düzenler, iltihapları yok eder, zengin omega-3 kaynağı ile de kalp ve damar hastalıklarından korur.
Yulaf: Aktar ve organik ürünler satan dükkanlarda bulabileceğiniz saf yulaf, yüksek oranda B vitamini içerir. B vitamininin de sinir sistemi üzerindeki etkileri tartışılmaz. Ofiste, evde, trafikte çelik gibi sinirlere sahip olmak için, her sabah bir kase sütle karıştırdığınız 2 yemek kaşığı saf yulaf yiyin. Hem formunuzu koruyun, hem de sinirlerinizi.